Multiple Sklerozis (MS) hastaları çaresiz DEĞİL, sadece geç kalmayın!
Multipl sklerozis; kısaca MS, hakkında en çok araştırma yapılan hastalıklardan biridir. MS hakkında bilgilerimiz ve yeni tedavi seçeneklerimiz hızla artmaktadır. Erken tanı alan ve tedavi edilen hastaların gidişatı genellikle çok olumlu olmaktadır. MS hastalığı nöroloji uzmanları tarafından iyi tanınır. Hatta hastaların özellikle MS konusunda uzman olan doğru hekime ulaşması ve bu hastalığın takip ve tedavisinin yapılabileceği tam teşekküllü hastane veya merkezlerde izlenmesi gerekmektedir. MS; en sık 20-40 yaş arasındaki, insan hayatının en verimli dönemi olan, genç erişkinlik çağında başlar. Çocukluk çağı ve nadiren ileri yaşta başlayan vakalar da olabilmektedir. MS’i anlamamız için önce sinir sistemi nasıl çalışır bilmemiz gerekir. MS, santral sinir sistemi dediğimiz beyin ve omurilikte görülür. Sinir liflerinin etrafındaki myelin denilen kılıf sayesinde sinir sisteminden vücut parçalarımıza mesajlar hızlı ve doğru bir şekilde iletilir. Normalde bağışıklık sistemimiz enfeksiyonları yenmek için görevli iken, MS’ de myelini yabancı hücre olarak algılayarak onu yıkmaya ve ortadan kaldırmaya çalışır. Ortaya çıkan hasar ve yıkım plak olarak adlandırılan yara izleri bırakarak ya hafifçe ya da tamamen myelini sinir lifinden ayırır. Myelinin hasarlanması birçok vücut bölgesinde çeşitli nörolojik bulgulara neden olur. Genetik faktörler, cinsiyet, ırk, enfeksiyonlar, D vitamini, güneş ışınları, sigara gibi birçok faktör MS ile ilişkili bulunsa da bugün için kesin neden bilinmemektedir.
Santral sinir sistemi vücudumuzun birçok bölümü ile ilişkilidir. Bu yüzden santral sinir sisteminin etkilendiği yere ve sinirin işlevine göre klinik bulgular değişmektedir. MS’ te en sık başlangıç şekli görme bulanıklığı ve görme keskinliğinde azalma ile ortaya çıkan ve optik nörit dediğimiz göz sinirinin hasarlanmasıdır. Bunun yanısıra baş dönmesi, denge kaybı, kol ve bacaklarda uyuşukluklar ve güç kaybı, yürüme bozukluğu, idrar kaçırma gibi bulgularla da başlayabilir. Bu bulgulardan biri veya birkaçı aynı anda da görülebilmektedir. Bu bulgular sadece MS hastalığına özgü olmamakla birlikte yine de bu tarz bulguları olan hastaların mutlaka ve gecikmeden bir nöroloji uzmanına muayene olmaları gerekmektedir. Hastalığın tanısında manyetik rezonans görüntüleme(MR) en önemli tanı yöntemdir. MR’ da saptanan plak dediğimiz yapılar myelin hasarını göstermektedir. MR hastalığın takibinde de çok önemli bir tanı aracıdır. Ayrıca beyin-omurilik sıvısının (bel suyu) incelenmesi hem tanı hem de ayırıcı tanı açısından gerekmektedir. MS ile karışan ve MS’ e benzeyen hastalıkları ayırt edebilmek için ilave tetkikler de yapılmalıdır.
MS tek tip hastalık değildir, heterojen bir hastalıktır. Çeşitli klinik alt tipleri vardır. Hastalığın ortaya çıkış şekli ve bulguları her hastada farklı olmaktadır. Bir hastanın bulgusu asla başka bir hasta tarafından tecrübe edilemez. Bu yüzden MS’ de hastalık yoktur, hasta vardır ve her hastanın hastalığı kendisine özeldir görüşü kabul edilmektedir. Klinik seyrinde klinik izole sendrom, relapsing dediğimiz ataklar ve iyileşmelerle seyreden tip ve progresif (ilerleyici) tip görülmektedir. Atak, myelin hasarına bağlı ortaya çıkan şikayetler ve klinik bulgulardır. Klinik izole sendrom tipinde hasta tek atak geçirir. Bazen ömrü boyunca bir daha atak geçirmez. Bazı hastalar ise kesin MS’ e yıllar içinde dönüşmektedir. Hangi tip MS’ e sahip olduğunuzu sizi takip eden doktorunuzdan öğrenebilirsiniz.
Erken tedavi neden önemlidir?
Yapılan araştırma sonuçlarına göre erken tedavi relapsing MS tipinde uzun dönem sağlığı iyileştirir, hastalığın gidişatını yavaşlatır, myelin hasarının tamirini kuvvetlendirir ve atak sayı ve şiddetini azaltır. Yeni veriler doğrultusunda artık atakların sıklaşmasını beklemeden, vücuda hasar vermeden önce tanıya en yakın zamanda tercihen klinik izole sendrom denilen dönemde tedaviye başlanması önerilmelidir. Fakat bu ileri dönemde verilen tedaviler faydasız anlamına gelmez.
Progresif dediğimiz hastalık tipi iki şekilde olmaktadır. Primer progresif tipinde ilk bulgu sürekli ilerleyici olduğu için bu ismi alır. Hastalık başlar, ataklardan ziyade sürekli kötüleşme görülür. En sık bulgu zamanla ve yavaş gelişen yürüme zorluğudur. Bu tipinde de tedavi seçeneklerimiz mevcuttur.
Sekonder progresif MS tip ise relapsing MS ortaya çıktıktan yıllar sonra görülmektedir. Yine ataklar vardır fakat özürlülük ortaya çıkmaktadır. Tedavide amacımız hastaların bu evreye geçişini önlemek ya da süreyi uzatmaktır. Bu evrede ilaç tedavileri yanısıra fizyoterapi, psikoterapi, egzersiz gibi çeşitli tedavi seçenekleri kombine önerilmektedir.
Multipl skleroz kronik bir hastalıktır. Bugün için kesin tedavisi olmamakla birlikte hastalığı kontrol altına alabilecek, gidişatını durduracak ya da yavaşlatabilecek çok sayıda tedavi seçenekleri mevcuttur. Klinik tipler arasında geçiş olduğu ve özellikle sekonder progresif faza geçmeden önce hastaların saptanması ve tedavi başlanması için hastaların sürekli takibi gereklidir. Ayrıca yeni çıkan tedavi seçeneklerinin takibi ve hekim ile görüşülmesi ve görüş alışverişinde bulunması önemlidir.
MS hastalığında en sık karşılaşılan problemlerden birisi, hastaların bazen hasta yakınının hastalığı kabullenmemesi ve ilacını kullanmaması yani uyum sorunudur. Uyum sorunu bu hastalarda tedavide geç kalınmaya neden olmaktadır. Hastanın hastalığını kabullenmesi ve tedaviye uyum sağlaması için doktor, hasta yakını ve aile desteği şarttır. Ayrıca bir diğer önemli konu da bu hastalık nedeniyle pek çok hasta işten çıkarılmakta ve işsiz kalmaktadır. Dolayısıyla iş ve işveren, sosyal çevre, devlet ve toplum destekleri de şarttır. Bu nedenle sadece bu hastalığa yakalananların değil tüm toplumun bu hastalığın farkında olması ve bilgi sahibi olması gerekmektedir. Buradan hareketle biz de ‘Eskişehir Multiple Sklerozis Derneği’ ni kurduk. Yakında üye alımlarımıza ve faaliyetlerimize başlayacağız. Daha bilinçli ve daha sağlıklı bir toplum için hep
birlikte var gücümüzle çalışmalıyız. Tüm hastalarımızın ve toplum sağlığına gönül veren hayırsever vatandaşlarımızı bu çatının altında toplanmaya davet ediyorum. Ayrıca Eskişehir Osmangazi Üniversitemiz Nöroloji Anabilimdalı içindeki Multiple Sklerozis polikliniğimizde ekibimizle birlikte (doktor-hemşire-psikologtan oluşan), hastalarımızla iletişim halinde kalarak hastalarımızı takip ve tedavi ediyoruz.